Grup terapisi, ortak bir amaç için bir araya gelen bir grup kişiyle yapılır. Grup terapilerinde kullanılan pek çok ekol ve yöntem bulunmaktadır. Ben psikodramatist olduğum için grup terapilerinde ‘Triadik /(Üçlü) sistem’ adı verilen Sosyometrik Psikodrama Grup terapisi yöntemini kullanıyorum. Genellikle ‘psikodrama’ diye duyduğunuz bu yöntem 1920’lerde Jacob L. Moreno tarafından geliştirilmiştir. Psikodrama, bireyin grup içindeki terapisi değildir; grubun terapisidir. Psikodrama, hem psikiyatrik tedavide hem de eğitim, endüstri, sağlık ve kişisel gelişim alanlarında kullanılır. Sosyometriye dayanır, canlandırma yöntemini kullanır. 

Psikodrama grup terapisinde, farkındalık, beden ifadesi, hareket ve dans, sanat, imajinasyon, Transaksiyonel Analiz, Gestalt psikoloji kuramı ve teknikleri kullanılmaktadır. 

Değiştirmek ya da geliştirmek istenilen konu grubun ortak amacı olur. Farkındalıkla yeme davranışının geliştirilmesi ve beden algısının değiştirilmesi, depresif duygu durumundaki kişilerin kendini daha canlı hissetmeye başlaması,  ölüm ve sevdiklerini kaybetme korkusunun azaltılması,  üniversite sınavına hazırlanan gençlerin kaygılarının azalması, sınav başarılarının arttırılması, psikiyatrik hasta yakınlarının hasta olan yakınlarıyla ilişkilerinin iyileştirilmesi gibi örnekler verebilirim. Daha pek çok farklı konu ve değişim amacı sayılabilir. Benim bugüne kadar yönettiğim gruplarla ilgili bilgiyi Hakkımda bölümünde bulabilirsiniz.

Grup terapisinin kendine özgü muazzam avantajları vardır. Bunlardan bahsetmek isterim.

  1. Değişim açısından, bireysel terapide 1 kaplan gücünde olan etki grup terapisinde 10 kaplan gücüne çıkar. Bireysel terapideki 1 birim olan etki, sürekli olduğunda çok güçlüdür ve hayatımızı değiştirecek ölçüdedir. Öyleyse 10 birim etki eden grup terapisinin gücünü siz düşünün! Grup terapisinin kişi ve grup üzerindeki dönüştürücü ve geliştirici etkisi çok güçlü ve oldukça hızlıdır. 
  2. Burada ‘sen’ diye seslenmek istiyorum izninle. Terapiyle değiştirmek istediğin hiçbir şey, çözmek istediğin hiçbir sorun sadece seninle ilgili değildir. Her biri mutlaka hayatındaki diğer insanları etkiliyor ve onlardan etkileniyordur. Çünkü sen, ilişkiler ağı içinde yaşıyorsun. Çünkü insan beyni sosyaldir. Grup terapisinde de bir grup insan içinde olduğundan kendini, diğerleriyle ilişkiler içinde görme şansın olur. Yani diğer insanlar tarafından nasıl etkilendiğini görmekle kalmazsın; tutum ve davranışlarının diğer insanları nasıl etkilediğini de görebilirsin. Kendini ilişkide içinde ve bir bütün olarak tanımaya başlarsın. Bunun için etkileşim ve deneyim gerekir. Grup sana bunu sağlar. Grupla çalışırken fotoğraftan videoya geçmiş gibi oluruz hep birlikte. Çözümü de yine deneyimle, canlı canlı, ilişkiler içinde yaratırsın.
  3. Grup terapisi ücreti açısından daha ekonomiktir. Bireysel terapide ayda 2 seans çalışıyorsan, aynı ücretle haftada 1 kere yani ayda 4 kere  grup terapisine katılabilirsin.
  4. Birbirine benzer sorunlar ve durumlar yaşayan pek çok danışanla çalışıyorum. Yeri geldiğinde bu konuda yalnız olmadıklarını söylüyorum mutlaka. Bazen ‘Gerçekten mi? Benim gibi sorunlar yaşayan başka insanlar da var mı?’ diye soruyorlar. Ama çoğu zaman yüzüme şüpheyle bakıp ‘Hiçbiri benim gibi değildir, siz benim ne kadar zorlandığımı anlayamadınız sanırım…’ dercesine bakışlarını indiriyorlar. Ben de içimden ‘Keşke şu an grupla çalışıyor olsaydık; o zaman gerçekten de yalnız olmadığınızı hissederdiniz.’ diye geçiriyorum. Çünkü bilmekle hissetmek çok farklıdır. Grup terapisinde yalnız olmadığınızı sadece bilmezsiniz, aynı zamanda kalpten hissedersiniz. Bunun ne kadar iyileştirici olduğunu anlatmak yetmez; yaşamak gerekir.
  5. Grup terapisinde aynı amaç için birlikte çalıştığın kişilerden geribildirim alabilirsin. Dışardan nasıl göründüğünü, nasıl bir etki/izlenim yarattığını dürüstçe ve yapıcı bir şekilde söyleyen pek çok bakış açısına sahip olmak büyük zenginliktir. Grup terapisi, özellikle de psikodramayla çalışıyorsak oldukça neşeli geçer. Aklınıza Amerikan filmlerinde gösterildiği gibi el ele tutuşup sürekli acı çeken ve ağlayan insanlar geliyor olabilir. Ama o filmler gerçeği yansıtmaz; psikodrama için geçerli değildir. Psikodramada olumluyla çalışırız; yaratıcılığı ve spontanlığı besleriz. 
  6. Grup terapisi, özellikle de psikodramayla çalışıyorsak oldukça neşeli geçer. Aklınıza Amerikan filmlerinde gösterildiği gibi el ele tutuşup sürekli acı çeken ve ağlayan insanlar geliyor olabilir. Ama o filmler gerçeği yansıtmaz; psikodrama için geçerli değildir. Psikodramada olumluyla çalışırız; yaratıcılığı ve spontanlığı besleriz.  Ayrıca grup terapisi, güven, yakınlık, paylaşım ve destek demektir.
  7. Destekten bahsetmişken devam edeyim. Grup terapisinde, gruptaki herkes birbirinin terapistidir.  Birbirinin gelişimine ve değişimine destek olur. Psikodrama yöneticisinin tutumu bu desteğe zemin hazırlar. 

Son söz;

Grup terapisinin tüm bu iyileştirici özelliklerini bitkinin çiçekleri olarak düşünelim. Bu bitkinin toprağı tabiki ‘güven’dir. Toprak olmadan bitki büyüyemez. Toprağı getirip bitkinin büyüyüp çiçek açmasını sağlayan ‘psikodrama yöneticisi’dir. Toprağın oluşması için yapılan grup çalışmaları her üyenin gruba alışmasını ve ısınmasını sağlar; güveni tesis eder. Grup terapisinin tümü boyunca bazı temel kurallara istisnasız uyulur. Bunların olmazsa olmazı ‘gizlilik’tir. Grup içinde olan her şey gruptaki kişiler arasında kalır. Bu yüzden gruplarımda fotoğraf bile çekilmez; hiçbir mecrada yayımlanmaz. Bir diğer kural da ‘devamlılık’tır. Psikodrama gruplarında üyelerin –çok zaruri haller dışında- her çalışmaya katılmasını bekleriz. Bir adayı gruba dahil etmeden önce yaptığımız öngörüşmede bu konu özellikle vurgulanır. Diğer önemli kuralımız da ‘aktif katılım’ ilkesidir. Grubun her üyesi çalışmalara aktif olarak katılmakla sorumludur; seyirci olarak grupta kalamaz. Bu kurallar, grup üyelerinin birbirine güvenmesi ve açıklıkla çalışabilmesi için çok önemlidir. Çünkü çiçekler ancak güven ve açıklıkla ortamında büyüyüp gelişebilir.

Her bir grup terapisi, toprakları kendine ait bir ülkedir. Bu ülkelerin her biri, bağımsız ve kendine müstesnadır. Bu ülkede hiçbir şeyin tekrarı ve taklidi olamaz. Bu yüzden anlatılması oldukça zordur, deneyimlemek gerekir.

Grup terapileri, aynı kişilerle 12-15 hafta sürer; haftada 1 kere, 2 saat çalışılır. Bazı gruplar, sonrasında daha aralıklı olarak buluşup çalışmaya devam eder.